24 Nisan 2010 Cumartesi

Doğal,işlenmiş,yapay madde ayrımı

http://www.pusula.tv/fotogundem/kutle.jpg
DOĞAL MADDELER
Doğadan olduğu gibi yada çok hazla yapısal değişikliğe uğramadan elde edilmiş maddelere doğal maddeler denir.
Doğal maddelerin bazıları da çeşitli işlemlerden geçirilerek kullanılır. Örneğin tuz doğal bir maddedir ve doğadan elde edildiği gibi kullanıla bilir. Şekerde doğal bir maddedir ve şeker pancarının yada şeker kamışının işlenmesi sonucu elde edilir. Ağaçtan elde edilen kereste ve tahta doğal bir maddedir. Günlük yaşantımızda kullandığımız altın, demir, ağaç, cam, taş, mermer, toprak gibi bir çok cisim eşya, alet ve malzeme doğal maddelerden yapılır.
Günlük yaşantımızda birçok doğal madde kullanırız.
YAPAY MADDELER
Doğal olmayan yollardan elde edilen maddelere yapay maddeler denir. Yapay maddeler doğadan oluşturulmuş maddelerdir. Plastik, naylon, telefon, yapay gübre, yapay ipek, yapay şeker gibi günlük yaşantımızda kullandığımız doğal olmayan sayısız madde, cisim, eşya, malzeme ve alet vardır.
Yapay maddelerden yapılmış eşyalar

BUĞDAYDAN EKMEĞE
Ben bir buğday tanesiyim. Sahibim beni bir çuvalın içinde aylardır bekletiyor. Of!... Çok sıkıldım. Üstelik burada ışıkta yok. Ne zaman dışarı çıkarım bilmiyorum. Herhalde sahibimin bir bildiği vardır. Uzunca bir bekleyişten sonra bir elin, çuvalı uzunca kavradığını ve sırtına alarak kavradığını hissettim.
Of!... nihayet gün yüzü görecektim. Mutluluktan uçuyorum.
Bir at arabasının tıkırtısıyla yola çıktığını anladım. Bir süre sonra araba durdu. Bulunduğum çuvalın arabadan alınıp, yumuşak bir toprağın üstüne konulduğumu hissettim. Ne oluyordu? Nereye gelmiştik? Çuvalın ağzının açılmasıyla bulunduğum yere ışık doldu.
Aman! Ne kadarda özlemişim gün ışığını. Şöyle bir etrafıma baktım bir tarlanın kenarındayım. Sahibim tarlayı sürmüştü. Toprak mis gibi kokuyordu. Biraz sonra sahibim kucağında bir torbadaydım.
Havaya savrulduğumu fark ettim. Havada bir kavis çizdikten sonra toprağa düştüm. Meraktan çatlıyordum. Bir süre sonra üzerim toprakla örtüldü ve ben bu deha tek başıma yine karanlıklar içindeydim. Son hatırladığım derin bir uykuya daldığımdı. Toprağın üstünde ve ışıklı bir dünyadaydım. Bende çok büyük değişiklikler vardı. Büyümüştüm. Yapraklarım vardı artık. Tepemde bir başak olmuştu. İçinde bir çok buğdayın bulunduğu bir başak… Bir süre sonra sıcaklar nedeniyle kurudum. Bir gün üzerimden büyük gürültülerle koca bir makine çeçti.Beni parçaladı; Başağımdaki buğdaylar bir çuvalın içine dolduruldu. Daha sonra kendimi bir değirmende buldum. Beni un haline getirdiler. Son yolculuğum bir hırına olmuştu. Şimdi bir sofrada ali’nin midesine inmek üzeriyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder